Nasıl başladı?

Çıplak Yazar

2009
Bu yıl benim tam anlamıyla film müzikleriyle olan en güçlü bağımın olduğu yıldır. Neden? diye soracak olursanız. Sinemaya belki de en yakın olabilecek bir konumdaydım.

Yönetmenlik, senaryo yazarlığı ya da kameramanlık gibi ciddi değildi tabi. Ama onların yaptığı işler kadar da önemliydi. Çünkü verdikleri emeğin harcadıkları zamanın en son noktasydık biz.

İlk defa bir sinema da çalışmaya başlamıştım. İlk zamanlar yer gösterici olarak görev alıyordum. Ama bir müddet sonra makinist olarak devam ettim.

O makine sesi öyle hoş gelirdi ki kulağıma ''Cennet Sineması''ndaki o küçük çocuk kadar hevesliydim her şeyi öğrenmeye. Parça parça gelen filmler söküp takmalar vs. işimde artık usta olmuştum.

Bir anda film müziklerine inanılmaz bir ilgi duymaya başladım. İzlediğim ve izlettirdiğim her filmdeki soundtrackları topluyor arşiv yapıyordum. Ben farkında bile olmadan epeyce film müziği birikmişti.

Daha sonra facebookta ''En Güzel Film Müzikleri'' adında bir sayfa açarak bu hevesimi, heyecanımı insanlarla paylaşmak istedim. Tek başımaydım, yardımcı bir moderatör ya da arkadaşım yoktu. Tam 18 bin takipçi edinmiştim. Daha sonra facebook tarafından sayfam kapatıldı. Aradan çok uzun zaman geçmesine rağmen hala hevesle dinliyor ve film müziklerini takip ediyorum.

Bana göre film müzikleri ''Filmin ruhudur'' Hababam sınıfındaki o neşeli melodi olmasaydı nasıl olurdu sizce? demek istediğimi anlıyor musunuz?
Bu yüzden ben bu işi severek ve gönül vererek yapıyorum.

Bu blogu da inanın zevkle açtım ve açıkçası neden daha önce açmadım diye de kendime sormadan edemedim. Peki burada neler paylaşacağım. Yerli ve yabancı bilinen ve bilinmeyen yani kuyunun en dibinde olan eserleri bile araştırıp sizlerle paylaşacağım. Blogumuza katılan ve destek olan herkese şimdiden çok teşekkür ederim.